Mosaic web
tarayıcısının
yaratıldığı akademik bir kuruluş olan National
Center
for Supercomputer Applications'un
kısaltılmışıdır.
Netscape :
Netscape
firmasının bir
ürünü olan Netsace Navigator NCSA tarafından geliştirilen
Mosaic'in
temelleri üzerine kurulmuştur. Şu günlerde 32 Bit sürümündeki
Java eklemesiyle ve her sürümünde gelen yeniliklerle en çok aranan Web
tarayıcısı
durumuna gelmiştir.
Mosaic'in asık yaratıcısı olan Mark Andreessen NCSA
firması
tarafından kiralanarak Netscape'i yarattı. Firma ismini Netscape
Communications Co. olarak değiştirip halka açıldı ve her
biri milyarder oldu. Firma aynı zamanda Web sunucusu olmak isteyenler
için
de yazılım pazarlıyor. NCSA'ya bağlanıp
Netscape'in son
sürümünü edinmek için http://home.netscape.com/ adresine
bağlanın.
Perl :
Unix altında CGI
programlarına
alternatif olarak çıkan güçlü bir programlama dilidir.
POP (Post Office Protocol) :
Herhangi bir SLIP, PPP
bağlantı
sağladığınızda genellikle bir POP
hesabınız
olur. Bu hesap postanızı atmak için e-mail
programınızı
kullanmanızı sağlar. Kısaltmanın diğer bir
açılımı
ise Point of Presence'dir
port
address :
TCP/IP tabanlı
uygulamalar
hattın diğer ucundaki bilgisayarla konuşmak için belirli bir
port adresi kullanırlar. Port adresi, içinde verilerin nereden
alınıp
nereye verileceğini kesin olarak saptayan bir mekanizma
barındırır.
PPP (Point to Point
Protocol) :
Modem
aracılığıyla
seri bağlantılar gerçekleştirmede kullanılan yeni bir
protokoldür. SLIP protokolüne göre hata düzeltme ve
sıkıştırma
özellikleri daha gelişmiş olduğundan bu protokolden %5-10
daha hızlıdır.
Çoğu Web tarayıcısı PPP veya SLIP
bağlantısı
istemektedir.
protocol :
Protokol, iki
bilgisayarın
birbirlerine veri yollarken izledikleri biçim, veri aktarma formudur.
Protokoller bilgisayara alt düzey kodlar yollayarak iki makine
arasındaki
iletişimi sağlar.
Ram :
SDRAMin ortaya çıkıp tozu dumana katmasının ardından ortalık sakinleşmeye başladı gibi. Kendi kendimize, Acaba gelecek büyük RAM dalgası ne? diye sormaya başladık bile. Sanırım teknolojinin ultra hızlarda gelişmesine alıştık, bunu artık eskisi kadar yadırgamıyor ve anında sırada neyin olduğunu merak etmeye başlıyoruz. Teknoloji ve insan etkileşimi dedikleri şeyin bir yansıması da bu olsa gerek. Neyse, biz en iyisi, adaptasyon süreci üzerinde silikon çiplerin etkisini sorgulamayı bir kenara bırakalım ve gelin bu ay hangi sorulara cevap aramışız hep birlikte ona bakalım.
DRAM, Dynamic Random Access Memory (Dynamic RAMDinamik Rasgele Erişimli Hafıza) için bir kısaltmadır. (Rasgele Erişim ifadesi, bilgisayarın işlemcisinin, hafızanın ya da verinin tutulduğu bölgenin herhangi bir noktasına direkt olarak erişebileceğini belirtmek için kullanılır. IBM bir ara random access yerine direct access [doğrudan erişim] ifadesini kullanmayı tercih ediyordu.) Bu tür hafızalar veriyi tutabilmek için sabit bir elektrik akımına ihtiyaç duyarlar, bu yüzden depolama hücrelerinin her saniyede yüzlerce kez (ya da her birkaç milisaniyede bir) tazelenmesi yani elektronik yüklerle yeniden yüklenmesi gerekir. DRAMin doğasındaki dinamiklik işte buradan gelmektedir. DRAM, her biti, bir kondansatör ve bir transistörden oluşan bir depolama hücresinde tutar. Kondansatörler, depolamış oldukları elektriksel yükü çok çabuk kaybetme eğilimindedirler. Bu da elektronik tazeleme ihtiyacını doğurur.
SRAM (Static RAM), DRAMden daha hızlı ve daha güvenilir olan (ama onun kadar yaygın olmayan) bir hafıza çeşididir. SRAMlere statik denmesinin sebebi, DRAMlerin ihtiyaç duyduğu tazeleme operasyonuna ihtiyaç duymamalarıdır; çünkü elektronik yükü orijinal konumunda tutan bir depolama hücresi esasına (ki bu DRAMin yöntemidir) dayanmayıp, akımın belli bir yönde sürekli taşınması prensibini esas alarak çalışırlar. SRAMler genellikle sadece ön hafıza (cache) olarak kullanılır. Bunun altında iki temel sebep yatar. SRAMlerin üretim maliyetlerinin DRAMlerinkine oranla çok daha yüksek olması birinci sebebi teşkil eder. İkinci temel sebep olarak ise SRAMlerin DRAMlerden çok daha hızlı olması gelir. DRAMler minimum 60 nanosaniyelik erişim sürelerini (access time) destekler; bu süre SRAMler söz konusu olduğunda ise 10 nanosaniyeye kadar düşer (1 nanosaniye = 1 saniyenin milyarda biri). Ayrıca SRAM birbirini izleyen iki erişim arasında duraklama ihtiyacını hissetmezken DRAMin iki ardışık erişimi arasında bir bekleme süresi vardır. Bu yüzden SRAMin devir süresi (cycle time) de DRAMin devir süresine nazaran çok daha kısadır.
EDO RAM (Extended Data Out[put] RAM) temel olarak bir DRAM çeşidi olmakla birlikte standart DRAMden daha hızlıdır. EDO RAMden bazı kaynaklarda EDO DRAM (Extended Data Out[put] Dynamic Random Access Memory) olarak da söz edilmektedir. EDO RAM (ya da EDO DRAM), bir seferde sadece bir veri bloğuna erişebilen standart DRAMden farklı olarak, bir hafıza (ya da veri) bloğunu işlemciye gönderdiği sırada bir sonraki veri bloğuna erişme işlemini de başlatabilmektedir. Bu da onun standart DRAMden yüzde 10 veya 15 daha hızlı olmasının yolunu açar. Çünkü, yukarıda standart DRAMi anlatırken sözünü ettiğimiz ardışık iki erişim arasındaki bekleme süresinin hız üzerindeki olumsuz etkileri, RAMin CPUya veri gönderirken aynı anda bir sonraki veri bloğuna da erişme teşebbüsüne başlaması ile azalmakta ve veri aktarım performansı doğal olarak yükselmektedir. Yani EDO RAM sayesinde veri transferinin senkronizasyonu işlemi, sıradan RAMlerle yaşanan duruma göre daha süratli ve daha kolay yürütülebilmektedir. Bunun neticesinde EDO RAMlerin erişim süresi 50 nanosaniyeye kadar düşebilmektedir. EDO RAM hem SIMM hem de DIMM modüllerde kullanılabilir. Standart DRAM ise genellikle sadece SIMM modüllere sahip olan PClerde bulunmaktadır. Bir ya da iki yıl evveline kadar üst seviye PC sistemlerinin RAM seçimi EDO idi. Ama önce Pentium MMX sonra da Pentium II çağının başlangıcı ile EDO gelişmiş sistemlerin yüksek hafıza performansı taleplerine cevap veremez oldu.
Yeni bir DRAM türü olan SDRAM (Synchronous DRAMsenkronize DRAM), geleneksel hafıza çeşitlerinin sunduğu hızlardan çok daha yüksek saat hızlarını (100 MHzyi, hatta daha da üstünü) desteklemektedir. SDRAM, sistem veriyolu ile aynı frekansta çalışır ve CPUdan talep geldiği zaman otomatik olarak senkronizasyonu sağlar. (Sistem veriyolu [system bus], işlemciyi ana hafızaya bağlayan veriyoludur. Bazı kaynaklarda kendisinden işlemci veriyolu [CPU bus] veya kontrol veriyolu [control bus] olarak da söz edilmektedir.) SDRAM ile sistem saati arasında tesis edilen bu senkronizasyon sayesinde, veri erişimi ve tazeleme sırasında, CPUnun boş boş oturup hafızanın kendisine yetişmesini beklemek zorunda kalması sonucunda oluşan zaman kayıpları minimuma düşürülmektedir. SDRAM teknolojisinin CPU ile hafıza arasında daha verimli bir iletişime imkân veren bu mimarisi, SDRAMi EDO RAMden daha hızlı bir hafıza türü haline getirmiştir.
SDRAM, hafızayı iki ya da daha fazla dahili hafıza dizisine ayırır; bu işlemin amacı dizilerden birine bir erişim olduğu anda sıradaki dizinin erişim için hazırlanmasını sağlamaktır (buna burst mode metodunun bir varyasyonu gözüyle bakmak mümkündür aslında). SDRAMin veriyi ilk olarak okuduğu sırada ulaştığı rasgele erişim hızı EDO RAMin erişim hızı ile aynıdır; ama sıra müteakip karakterlerin ya da hücrelerin okunmasına geldiğinde SDRAM, EDO RAMe 5-6 tur bindirmekte ve 10 nanosaniyelik erişim süreleri sunabilmektedir (daha net olmak gerekirse, bu erişim süresinin yaklaşık olarak 7 ns ile 12 ns arasında değiştiğini söyleyebiliriz). Veriye 10ar nanosaniyelik aralıklarla erişilebilmesi demek, çevrim (ya da devir) süresinin 10 nanosaniye olması demektir. Yani her 10 nsde 1 devir gerçekleşmektedir. Bu da her {[10 nanosaniye] x [1 milyar]}da (yani her 10 saniyede) 1 milyar çevrim ve her 1 saniyede de 100 milyon çevrim anlamına gelir. Son cümlemizin ikinci kısmına dikkat edecek olursanız, orada aslında 100 MHzin tanımını yaptığımızı görürsünüz. Sanırız, SDRAM 100 MHzlik veriyolu hızlarını destekliyor ifadesini artık daha anlamlı bulacaksınız. Yani aslında 10 nslik SDRAM ve 100 MHzlik SDRAM derken yaptığımız şey aynı anlamı iki farklı şekilde ifade etmek oluyor.
SDRAM mimarisinin bir parçası olan senkronizasyon ile veriye çok daha hızlı bir biçimde erişilebilmesi, bilgisayar sisteminizin genel performansına direkt olarak olumlu bir şekilde yansır. SDRAMin, kendisine nazaran daha eski olan hafıza teknolojileri karşısındaki bu üstünlüğü genel sistem performansınız söz konusu olduğunda kritik bir önem taşır. SDRAM, EDOnun pabucunu dama atmış ve artık günümüz PClerin hafıza standardı olmuştur. SDRAMin senkronize mimarisi aynı zamanda, önümüzdeki bir iki yıl içinde görmeye başlayacağımız çok daha yüksek veriyolu hızlarını desteklemeye de elverişlidir. Burada unutulmaması gereken bir nokta, 66 MHzlik veya daha düşük sistem veriyolu hızlarında çalışan pek çok eski sistemin SDRAMin hediye ettiği yüksek performans nimetinden tam anlamayla yararlanamayacağı gerçeğidir. Bu arada biz de, SDRAMin hızına ayak uydurmakta güçlük çeken veriyolları sayesinde, bir zincir en zayıf halkası kadar sağlamdır sözünü bir PC en yavaş veriyolu kadar hızlıdır şeklinde değiştirebiliyoruz. 100 MHzlik sistem veriyolu kullanan PClerin yaygınlaşmasıyla SDRAMin eski teknolojileri silip süpürmesi kaçınılmazdır.
SDRAMler genellikle sadece DIMM modüllerde kullanılır. Bunun haricinde, bazı anakartlar EDO ve SDRAMlerin birlikte kullanılmasına müsaade etmektedir, ne var ki bu yaygın bir uygulama değildir. Zaten eğer sistemden performansı en küçük zerresine kadar almak istiyorsak, ikide bir SDRAMleri çelmeleyecek olan EDOları bir kenara bırakmalı ve sadece SDRAMleri kullanmalıyız.
RealAudio :
Web
Tarayıcılara
FM kalitesinde konuşma ve müzik dinlemek için eklenen bir
programdır.
Bu programı tek başına kullanabileceğiniz gibi
Netscape'e de
ekleyebilirsiniz. Bu program hakkındaki demolar için Sony Magic Link'i
http://gnn.com/gnn/wr/ads/song/ adresinden yada Real Audio'yu
http://www.realaudio.com adresinden bulabilirsiniz.
search engines (arama
servisleri) :
Kişileri istedikleri
bilgiye
veya Web sayfasına ulaştırmayı amaçlayan "Internet
tarayıcı" servislerdir. Bu servislerin uzayıp giden bir
listesini http://www.rpi.edu/Internet/Guides/decemj/icmc/top.html adresinde
bulabilirsiniz
SGML (Standart Generalized Markup
Language) :
Tüm platformlarda aynı
olarak görülecek dökümanlar yaratmak için kullanılan ISO
standartıdır.
SLIP Serial Line Interface Protocol (Seri Hat Arabirim
Protokolü) :
TCP/IP'ye göre modası
geçmiş
bir iletişim protoklüdür. Protokolün amacı modem
aracılığıyla,
bir ağ ortamına tıpkı ağda bir
kullanıcıymış
gibi bağlanmaktır. Bu protokolün yerini fonksiyonları
bakımından
bir farkı olmayan fakat daha hızlı olan PPP protokolü
almıştır.
spider (örümcek) :
Web tarama servislerinin
veritabanlarını büyütmek için bıkmadan, usanmadan yeni Web
sayfaları ve onlara ait bağlantıları bulan programlara
"örümcek" ismi verilir.
Submit-it (Web servisini
tanıtmak) :
Kendi web
sayfalarının
reklamını yapmak isteyenler için izlenebilecek en kolay yol, URL
adresini gözde tarama servislerine yazdırmaktır.
http://www.submit-it.com adresine URL adresinizi verdiğinizde
adresiniz 15
ayrı tarama servisine otomatik olarak yollanacaktır. Bunun
dışında
URL adresinizi yazdırmadan geçmemeniz gereken bazı tarama
servisleri
şunlardır:
AltaVista - http://www.altavista.digital.com
NCSA-Mosaic -
http://www.ncsa.uiuc.edu/SDG/Software/Mosaic/Docs/whats-new.HTML
Ticari siteler indeksi - http://www.directory.net
Excite - http://www.excite.com
syntax checking (doğruluk
kontrolü) :
Yarattığınız
onlarca Web sayfasının hepsinin bir arada doğru olarak
çalışması
veya HTML standartlarına uydurulması zor bir iştir. Bunun
için
HTML sayfalarınızın doğruluğunu kontrol eden
programlar
kullanılmaktadır. Bu programlar sizin yerinize,
belirttiğiniz tüm
Web sayfalarını kontrol ederler. Bu programlardan edinmek için
HTMLCheck'in http://www.halsoft.com/html-tk/
Weblint'in ftp://ftp.khoros.unm.edu/pub/perl/www/
Webber'ın ftp://ftp.onramp.ca/csd/pub/
adreslerine bağlanın.
tag
(etiket) :
HTML'de dökümana biçim vermek
için kullanılan etiketlerdir. Kaynak içinde kolayca fark edilirler
çünkü
her zaman "<" ve ">" işaretleri arasına
yazılırlar.
TCP/IP Transmission Control Protocol/Internet
Protocol :
cümlelerinin
kısaltılmış
halidir. Internet'i oluşturan protokollerdir. Başlangıçta
Unix işletim
sistemi için tasarlanmış olup günümüzde birçok işletim
sistemini desteklemektedir.
Telnet :
p>
Bir Internet sitesinden
diğerine
bağlanmak için kullanılan komut ve programdır. Komutu
kullanarak
bir internet sitesine bağlandığınızda
karşınıza
sitenin "login:" komut satırı gelecektir. Böylece
Internet
üzerinde iki makine direkt (ve özel) olarak birbirine bağlanabilir.
transparan
GIF'ler :
Bir çok servis Web
sayfalarının
güzel görünmesi için grafik arka fonlar kullanıyor. Bu fonun üzerine
bir resim yerleştirildiğinde resmin hiç işinize yaramayacak
yerleri güzel arka fonunuzun görünmesini engelleyebilir. Bunu önlemek için
"transparan GIF"ler kullanılır. GIF dosyasındaki
herhangi bir rengi transparan olarak atadığınızda o
renk görülmeyecek,
onun yerine arka fonunuz görüntülenecektir. Paint Shop Pro'nun 3.12 sürümü
bu işi yapabilmektedir.
URL Uniform Resource
Locator :
Web üzerinde
ulaştığınız
yerin kimliğini belirler. Tam bir URL'nin görünümü
aşağıdaki
gibidir.
http://info.cern.ch:80/hypertext/WWW/addressing/addressing.html
Bu adres şöyle ayrılır:
http://
&nbs
p;
protokol veya veri kaynağı
info.cern.ch &nbs
p;
alan ismi (domain name)
:80
&nbs
p;
"port" adresi
/hypertext/WWW/addressing/ atlanacak dizin adı
addressing.html &
nbsp;
açılacak döküman adı
protokol veya veri kaynağı Bu bölüm veriye ulaşmak için
kullanılacak
protokolü belirtir. Başlıca protokoller şunlardır:
http:// HTML dosyalara
ulaşmak için
kullanılır
ftp:// download edilebilir bir
dosyayı
belirtir.
mailto:// e-mail yollamak için kullanılacak
uygulamaya
bağlanır
file:// lokal bir dosyayı
işaret
eder
alan ismi (domain name) Bağlanılmak istenen sunucunun Internet
üzerindeki
ismidir. Bir alan isminin uzantısı genellikle onun tipini de
belirler:
.com ticari kuruluş
.edu öğretim
.mil askeri
.net servis sağlayıcı
.org kar amaçlı olmayan organizasyon
"port" adresi
http:// protokolü sadece :80 portunu kullandığından
genellikle
bu takı kullanılmaz.
atlanacak dizin adı
Web sayfasının sunucu üzerindeki dizinini belirtir.
açılacak döküman adı
Web sayfasının sunucu üzerindeki spesifik dosya adını
belirtir. Kullanılmak zorunda değildir.
VDOWave :
VDOWave hareketli görüntüleri
sıkıştırmakta kullanılan ilginç bir yöntemdir. Bu
yöntemin
en somut örneği VDOLive'dir. Bu aygıt popüler Web
tarayıcılara
eklenerek eş-zamanlı videoların büyük ölçüde
sıkıştırılarak
görüntülenebilmesini sağlamıştır. Programın
Netscape
web tarayıcısı için "içine-ekle"sini ve diğer
tarayıcılar için yardımcılarını
ftp://www.pcworld.com/pub/win95/internet/plgply32.exe adresinden
edinebilirsiniz
"VDO Live Video" özelliği barındıran servislere
bağlanabilirsiniz.
Veronica :
Nevada Üniversitesinde
geliştirilmiş
olan Veronica (Very Easy Rodent Oriented Net-Wide Index to Computerized
Archives) binlerce gopher servisindeki her bir menü maddesini içeren devasal
bir veritabanıdır. Devamlı güncellenen Veronica
veritabanı,
bir çok gopher menüsünden bulunabilir.
virtual reality (sanal gerçeklik):
Kullanıcının
müdahale
edebildiği 3-Boyutlu ortama verilen addır. Sanal gerçeklik
sayesinde
kişi ilüzyonlarla yaratılmış 3-Boyutlu dünyaya adım
atabilir, oradaki nesnelerle iletişim kurabilir. http://www.zd.net.com
adresinde bu konuyla ilgili ayrıntılı bilgi ve bedava
programlar
bulabilirsiniz.
WebCrawler :
America OnLine'ın bedeva
Internet tarama servisidir. Lycos tarama servisinden küçük olan servis her
ay
3.000 yenisi eklenen 60.000 web sitesini tarayabilmektedir.
http://www.webcrawler.com adresine bağlanıp WebCrawler'ın
yeni
kullanıcı arabirimi ile tanışabilirsiniz.
webmaster :
Bir web sitesinin yönetimini üstlenen kişiye "Webmaster" adı verilir. Webmaster'ın görevi Web sitesininin tasarımını yapmak ve "çarpıcıcığını" korumaktır. Günümüzde bu işi tek bir kişinin yapması çok zordur. Bunun için genelde bir web sitesini birden çok kişi "takım" ruhuyla ayakta tutar.
Bilgisayar Terimleri Kaynak GeocitiesA. Bahadyr ÜGE
Epdata Teknik Servis
Müdürü
bahadir@epdata.com.tr